Sağlık

İleri Yaşta Osteoporozdan Korunmak İçin Dikkat Etmeniz Gerekenler

Kemik erimesi (osteoporoz), kemiğin bir travma veya yüke karşı direncinin azalmasına ve kırılmalara neden olur. Yıllar geçtikçe her insan bir miktar kemik kütlesi kaybeder ve bu nedenle osteoporoz yaşla birlikte daha sık görülür. Kadınlarda menopozdan sonraki ilk yıllarda kemik erimesi hızlanır.

Memorial Şişli Hastanesi Geriatri (İleri Yaş Hastalıkları) Bölümünden Uzm. Dr. Yıldıray Topçu osteoporoz hakkında bilgi verdi.

Osteoporoz kemikleri gözenekli ve kırılgan yapar

Osteoporoz, ileri yaş veya çeşitli hastalıklara bağlı olarak kemik kütlesinde azalma ve kemik mikromimarisinin bozulması sonucu kemik kırılganlığında artış ile karakterize bir kemik hastalığıdır. Osteoporoz, yeni kemik oluşumu azaldığında veya kemik rezorpsiyonu arttığında veya ikisi arasındaki denge her iki nedenle destabilize olduğunda ortaya çıkar. Osteoporozda kemikler daha gözenekli hale gelir. Kemik yapım-yıkım hücrelerinin sayısı azalır ve bunların yerini yağ hücreleri almaya başlar, bu da kemiklerin daha ince ve daha kırılgan olmasını sağlar. Kemikler travmaya karşı daha az dirençli hale gelir ve basitçe kırılır.

Postmenopozal kadınlarda kemik erimesi daha hızlıdır.

Doğal süreçte özellikle 30’lu yaşlardan sonra yaşın artmasıyla birlikte zamanla kemik dokusunda azalma olur. Ek faktörlerin varlığında bu azalma kritik eşiği aşarsa osteoporoz gelişir. Menopoza kadar kadın seks hormonu östrojen kemikleri korur. Kadınlarda menopoz sonrası östrojenin azalması sonucu kemik erimesi kemik kaybını hızlandırır ve osteoporoz kadınlarda daha sık görülür. Osteoporoz gelişme riskini artıran birçok faktör vardır. Cinsiyet dışında en değerli risk faktörü ileri yaştır. Romatoid artrit, diyabet, hipertiroidizm, hiperparatiroidizm gibi romatizmal hastalıklar, beslenme ve besin emilim bozuklukları, steroid kullanımı, multipl miyelom gibi bazı hastalıklar, erken menopoz, sigara kullanımı, genetik yatkınlık, özellikle erken yaşlarda hareketsiz yaşam, D vitamini eksikliği. osteoporoza neden olabilir.

Osteoporoz genellikle asemptomatiktir.

Osteoporozun erken saptanması ve tedavi edilmesi değerlidir. Osteoporoz genellikle bir kırık gelişene kadar herhangi bir belirti göstermez. Bazen boyun kısalması, kamburluğun artması gibi fiziksel değişiklikler hasta veya yakınları tarafından fark edilebilir. Boyunun gençliğine göre 4 cm’den fazla kısalması, kamburlaşıp öne doğru eğilmesi, kuvvetli olmayan bir travma sonucu beklenmeyen kemik kırılması belirti ve bulgular arasında sayılabilir.

Osteoporoz tanısı kemik mineral yoğunluğu testi ile konulur.

Düşük enerjili bir travmaya bağlı kırık durumunda osteoporoz düşünülmelidir. Tanı genellikle kemik mineral yoğunluğu ölçümü ve klinik öykü birleştirilerek konur. Erişkinlerdeki kemik yoğunluğu ile genç erişkinlerdeki kemik yoğunluğu oranı karşılaştırılarak elde edilen T skoru değerlerine göre tanı konulur. Özellikle 65 yaş ve üstü bireylere kemik yoğunluğu testi (kemik dansitometrisi) önerilmektedir. Kemik mineral yoğunluğu en yaygın olarak bir kemik mineral dansitometre cihazı (Dexa) ile ölçülür. Kantitatif tomografi (QCT) ile kemik mineral yoğunluğunun ölçülmesi ile tanı konulabilir. Uygun öykü alındığında ölçüm yapılmadan da tanı konulabilir ancak kemik mineral yoğunluğunun ölçülmesi verilen tedavinin takibinde yine de yararlıdır.

Kişinin diğer hastalıklarına göre tedavi planlanır.

Yeterli D vitamini, kalsiyum ve protein alımı sağlandıktan ve kişinin fiziksel kondisyonu antrenman yapmasına izin verdikten sonra bir grup ilaç tedavide kullanılır. Bu ilaçların bazıları temel olarak kemik yıkımını azaltarak ve bazıları da yeni kemik üretimini artırarak çalışır. Haftalık veya aylık olarak alınabilen oral kemik eritme ilaçları olduğu gibi insülin olarak 6 ayda bir deri altına verilen veya yine insülin gibi günde bir kez kullanılan yıllık serum tarzında kemik eritme ilaçları vardır. Kişinin klinik öyküsü, fonksiyonel durumu, böbrek yetmezliği durumu ve ek hastalıklarına göre hasta ile birlikte uygun tedavi programı oluşturulur.

Kemik erimesi önlenebilir bir hastalıktır.

Sağlıklı alışkanlıklar edinerek osteoporoz önlenebilir. Kalsiyum sağlıklı bir kemik metabolizması için çok değerlidir. Bu nedenle süt, yoğurt ve peynir gibi kalsiyum içeren besinlerin sıklıkla tüketildiği bir diyet kemiklerin güçlü olmasına katkı sağlar. Kalsiyumun yanı sıra yeterli miktarda D vitamini de değerlidir. Kalsiyumun bağırsaklardan emilmesi ve kemiklere iletilmesi için D vitamini gereklidir. D vitamininin büyük bir kısmı güneş ışığı (UV ışınları) yardımıyla ciltte üretildiğinden, yaz aylarında güneş altında yeterince zaman geçirmeyi gerektirir. Kemik ve kas kütlesini güçlü tutmak için düzenli hareket ve antrenman yapılmalıdır.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu